Cuma, Eylül 16, 2011

bugün benim doğum günüm...



3 yaşına girdi benim kuzum bugün.... Kuzunun pembe rengine olan tkıntısındn pembe bi pasta yaptık... Üstünede 3 yapıştırdık... Oluverdi doğum günü pastası....
 Yakınlarda yörelerde akraba eş dost yok... Gurbette olmanın zorluklarından... 3 yaşınıda sessiz sakin kutladık kuzunun...

Çok sevdiği ablasıda vardı bu yıl ona alkış tutacak...Kendi yakmak istedi mumunu... Çakmak gözalıcı oyuncaklardan onun için... Normalde yasak tabii.. Bugünlük bir izindi kuzuya...

Tadını çıkardı kuzuda....

Gündüzden bugün senin doğum günün sana pembe pasta yapıcaz 3 üfleyecez diye önhazırlık yaptıydık...

Gün boyu iyiki doğmuşum süper abiyim diye gezdi...

Şeker zannettiği 3 ü elinden düşürmedi... köşede bucakta gizli gizli anne hadi bunu ikimiz yiyelim diye ayartmaya çalıştı anneyi...

Annesinden umut olmayınc kardeşine de gitti Ekkem hadi bunu ikimiz yiyelim diye... Akşam olupt bi diş atınca koydu kenara...

İyiki doğdun kuzucum... İyiki Rabbim seni bize yolladı... Ne kadar zor bi çocuk olsanda yinede babanla düşünüyoz bazen acaba biz senden önce ne yapardık ki...Nasıl geçerdi vakit....Rabbim acını göstermesin....Kötü günlerinide ... Sağlıklı mutlu huzurlu torun torbalar görmek nasip etsin... Hayırlı uzun ömürler...

Perşembe, Eylül 15, 2011

Domates tarlaları (Aydın)


 İclalin dedesinin gözünün alabildiğine geniş domates tarlaları vardı... Bizde hem görmeye hemde yiyeceğimiz domatesi toplamaya gittik... Tabi işin çoğuna babalar girişti...:)

Kuzumda tuttu bi ucundan oda toplamaya çalıştı Seher teyzesinin gayretleriyle...:)


Pazar, Eylül 11, 2011

Degirmenci parkı..2

  Yavru kuzu dayında gezdiydi hep...Gölgelerinde bile belli muhabbetleri...

Yörük diyarı ege... Artık simgesel çok şey...Yörük çadırıda...
Yürümüyodu kuzu daha o zaman... Dayı yandeğnekti kuzuya....:)
Karadutlar vardı bahçede...Ağzındaki lekeler dutlardan...:)
İki kuzu yanyana...Küçük kuzu abisinin ağzına bakıyor...Bide bana söylese diye...
Ama yok abinin gözü dışarda hep...:)
Görünmesede üzerinde durdukları şey at arabası... Onlarda tarih oldu tabii...
Abisinin eline yakalamış... gözlerde hala onun üstünde...:)

Değirmenci Parkı (Aydın)

 Aydın da restoran park hayvanat bahçesi nerdeyse herşeyin olduğu güzel bir alan...
Atlara hayran kuzu ama yinede uzaktan...
Artist kuzu heryerde ayrı poz verdi...
Arkadaşımız İclalle...
Kendinin başına...

Erkek çocuğu ama pembe ve kırmızı favori renkleri... Yakışıyoda kuzuma...
Canlı hayvanlara uzak duran kuzu bu maketleri pek sevdi...
Sarıldı hasret giderdi....

Cumartesi, Eylül 10, 2011

Aydin pazarlarinda...:)


 Aydında Arkadaşımız İclaller oturuyor... Bu uzun yolculuğumuzun başlama sebebide onlardı... Kenarda yazlık evimiz var.. Gelirsiniz kalırsınız ısrarları bizi yola çıkardı... Bir kaç gün orda kalıp kendi memleketimize döneriz diye çıktığımız yolculuk 24 günlük ege turuna döndü... Aslında önce onlara teşekkür etmemiz gerekirdi.. Bizi davet edip ağırladıkları kadar yola çıkmaya da ikna ettikleri için...
Büyük kuzuyla İclal uzaktan seviyolar birbirlerini...Kuzu ondan bahsederken İclalim diye bahsediyo... İclal herkese Hulusi'yi Ekrem'i anlatıyo... Hatta o kadar ki herkes bizi tanıyodu Aydın'da gıyaben... Ama yanyana gelince kedi köpek kavgasına dönüyo herşey....:)
Sanki İstanbullarda hiç avm yokmuş gibi bütün avmleri dolandık gittimiz yerlerde...:)
Kuzuyla İclal market arabasında dolandılar...:)

Aydın yolunda....


Denizliden Aydına doğru yoldayken... Büyük kuzu uyumuşta, küçük kuzunun canı çooook sıkılmışken...
Henüz iştahı çok açık ve mideside delikken...:)
Annesi oyalamak için ne yapacağını şaşırmışta delirmek üzereyken kuzu yerdeki köy pazarından alınmış kirazları, kayısıları farketti...:)

Oturdu iki koltuğun arasına ne bulursa yemeye başladı... Uzun yoldan bunalmış kuzu memnun, onları oyalamaktan yorulmuş anne memnun.... Bizim gürültümüzü dinlemekten yorulmuş baba memnun hayatından... :)

Salı, Eylül 06, 2011

Pamukkale 2...


Abimiz daha temkinliydi küçük kuzuya göre... Yerler çok kaygandı... Bir iki defa yuvarlanma tehlikesi geçirince emin olduğu yerden pek oynamadı ileri geri...
Sevdi ılık suyu ama üstü ıslanmasın diyede çabaladı..
 
Paçalara dikkat... Belki kırk defa düzeltmekten kendi ısladı...

Pamukkale...:)


 Denizliye kadar gidip Pamukkalaye uğramadan olmaz tabiii... Ta ilkokuldan beri doğal güzellik diye anlatılan yerdi Pamukkale hafızamızda... Her ne kadar eski ihtişamının olmadığını söyleseler de olduğu haliyle bile çok güzel...
Tabii etrafı otellerle doldurulmasa ve suyu bu otellere heba edilmese eminim doğal haliyle çok daha güzel olurdu... Şu an çok az bir kısmında akıyor su... Geri kalanı halkın söylediğine göre otellere verilmek için kesilmiş...
Ilık ılık akıyor su... ne sıcak nede soğuk... Tam kuzulara göre... Biz yanından seyredeceğimiz bir ortam bekliyorduk... Hazırlıksız gittik.. Ne kuzulara mayo vardı yanımızda... Nede yedek üst...
Yavaş yavaş çıkardı kuzu üstündekileri... Aslında ilk girdiğimizde çıkarsaymışız hepsini en azından yedek olurdu yanımızda...
Suyu çok seven küçük kuzu bayıldı bayıldı...
En son bezide çıkmıştı üstünden.... Geri dönerken dayısının gömleği vardı üstünde...
Sakınmadık kuzuyu sudan ... Kimbilir bir daha ne zaman nasıl gelirdik buraya...
Yanlarda dere gibi hızlı akan sulara soktu çıkardı dayısı... İnsan hiç mi korkmaz... Tık bile demedi kuzu....