Pazartesi, Aralık 28, 2009

Kitaplarla ilk muhabbet..:)))

Bu çocuğun kitaplara ilgisi olmayacak diye üzülüyordum... Ne yapsam ilgisini çekememiştim kitaplara... Ama şimdi anlıyorum ki doğru kitap seçmek gerek doğru yaş için...Türkiye'ye gittiğimizde biraz daha yaşına uygun eğlenebileceği kitaplar bakındık...Şimdi onların başından kalkmıyor...:)
Hayvanları çok seviyor... Varsa yoksa hav hav, cik cik, moooo mooo, aiiii vs... Hayvanların isimlerini olmasada seslerini öğrendi... Kitabını alıp mooo annii diye geliyor...:))
İnş bu hevesleri bu kadarlıkla kalmaz... Kitaplarla hemdem bir hayatı olur...:)

Cuma, Aralık 25, 2009

Keyifli anlar...:)))

Boyumuz baya uzadığı için pekçok şey gibi bornozda küçük geliyordu... Çok büyük sandığımız ananemizin verdiği bornoz iki ay sonra oluyor...:))) Bizde gelirken getirdik onuda... Hala banyodan sonra en büyük keyfi bornozla ortalarda dolaşmak...

Kendi kendine vakit geçirmeyi öğreniyor yavaş yavaş... Bazen kendi kendine sakin sakin şarkı mırıldanır bişiler söylerek dolanıyor ortalıklarda... Tabii en çok ben mutlu oluyorum bundan...:)

Salı, Aralık 22, 2009

1, 2, 3 ....Hooop..:)))

Kuzucuk hayli toparladı hastalığını... Gerçi halaa vıyak vıyak bir ses tonu var ama...:) Bayaa uzun bi grip oldu... Tam kuzucuk iyileşiyo derken ben hasta oldum... İnşallah benden ona geçmez tekrar...:(
Babası bir iki üç hoop deyince kalkıyor oturduğu yerden...Bir demeye başladığında koşa koşa gidiyor kamyonun kasasını kaldırıp oturuyor...Hazır yanii oynamaya...:)

Cumartesi, Aralık 19, 2009

Soğuk hava çarptı...:(

Moldovaya geldikten 2-3 gün sonra kar yağmaya başladı... Kardan sonrada kuzum hemen hasta oldu... Ateş öksürük burun akıntısı hep beraber çalışıyolar... İkide diş sıkıştırdı araya... Baya zorlandı kuzucuk...
Herkes ne kadar kilo almış diyodu Türkiye'de... Hastalandığı günün akşamında hepsi gitti... Hemen süzüldü yüzü...:(
Tabii gribe bol bol portakal mandalina... İştahı olmasada kuzumun meyveye hayır demedi pek..:)

Cuma, Aralık 18, 2009

Döndük Türkiye'den....:)

18 günlük bir bayram ziyareti yapıp geldik Türkiye'den... Hem büyüklerimizin elini öptük hem hasret giderdik...Gerçi iki ay olmuştu sadece geleli ama bize bir yıl kadar geldii...
Kuzuya yaradı Türkiyenin havası suyu... Tabii en çokta dayıları, dedeleri, anane, babaannelerii... Hiç kimseyi yadırgamadı... Unutmamışız kimseyii... Dedemiz her dışarı çıkmak için montunu aldığında bizimki ondan önce hazırdı kapıda.. Şapkası ve ayakkabılarıyla...:) dayılarına hiç öptürmedi kendini ama dışarı çıkılacak zamanlar hariç...dışarı çıkan herkesin paçalarına yapıştı.. Tanıdık olsun olmasın... Burda o kadar sıkılmıştı ki kuzucum evde... Tabii dönünce zor oldu tekrar buraya alışmak... Henüz çalışmalardayız...en büyük sevinci babası oldu kuzuma.. Çoook çook özlemiş babasını... Türkiyedeyken baban geldi deyince hemen bilgisayarın başına koşup ekrandan öpüyodu babasını... Gerçi çok yüz vermiyo bazen ama...:)

Cuma, Kasım 20, 2009

Minik atlar..:)))

Havalar iyice soğudu... Artık ne dışarı çıkabiliyoruz, ne parka markete kendimiz gidebiliyoruz... Zaten yakınlarda gidebileceğimiz park felanda yok... Bundan sonra alışveriş merkezlerine tıkılacağız sanırım... Pakistanda ki yeşillik alanlardan, güzel havalardan sonra burası baya sıkıcı geldi bize...
Bazen 3 gün, 5 gün evden çıkmadığımız oluyor... Babamızda meşgul ancak akşamları eve gelebiliyor... İyice tıkanıp kaldık eve yanii.. Bu ikimizi de çok yoruyor... Sabahları erken kalkıyo olması, gündüz çok fazla uyumaması ve evde başka arkadaş olmaması dolayısıyle gün içinde yapabileceklerimiz çabucak bitiyor... Bir zaman sonra oda aktiviteden, oyundan sıkılıyor... Ne yapacağımızı şaşırıyoruz ana oğul... Geçen akşam olmasına, buz gibi havaya rağmen gittik alışveriş merkezine... Biraz jetonlu oyuncaklara bindirdik, biraz oyuncak mağalarında koşturduk.. En azından açıldı biraz kuzum...:)))


Pazar, Kasım 15, 2009

Kabiliyetlerimiz...:)))

Kuzum artık 14 aylık... Doğduğu günden bugüne baya bir mesafe katetti... Boyuyla beraber aklı fikri herşeyi değişiyor... Adım adım izlemek her anında yanında olmak çok farklı birşey... Herkes bilir çocuklar çok hızlı büyür ama yanında büyümesi başka bişey...
Neler olmuş bakalım 14 ay içinde...
  • İlk kullandığı kelimelerden biriydi mama... Şimdilerde "annecim acıktın mı?" diyorum... "Mama" diyor bana... "Mama hazırlayalım mı?" diyorum elinden tutuyor mutfağa götürüyor... Her zaman olmasada bazen sakin sakin mama mama diye sayıklayarak bekliyor ona mama hazırlamamı...
  • Fiilleri kullanmaya başladı yavaş yavaş... Aç diyor... Gitti diyor babamız yada evden başkaları gidince... Elindeki birşey az ileri gidincede gitti diyor... Tabakta ki mama bitince ellerini iki yana açıp bitti diyor... Benim bitti dememi beklemeden...:) Elindeki herşeyi önce atmaya hazırlayıp sonrada attım diyor... Aç ile açtım, at ile attım arasındaki farkı biliyor... Herşeyi bu bu diye gösteriyor... Bazen takılıyor sırayla herşeye bu bu bu kendisi bıkana kadar...:)
  • Dolapları boşaltma dönemimiz bitti gibi... Şimdi herşeyi başka dolaplara koyma merakı var... Sadece kepçelerin çekmecesini hiç karıştırmıyor... Biskuvi elbise dolabından, biberonlar, elma dilimleri oyuncak dolabından çıkabiliyor... Herşeyin ortada olmasındansa bu haline razıyız...:)
  • Canı neyi yemek istiyorsa onu gösterip onu yiyor... Yemek istemediğini kesinlikle ağzına veremiyoruz o an... Çorba, pilav, makarna favori yiyecekleri... Birde kemik kemirmek...:)
  • Başak burcu olmanın verdiği bir özellik titiz ve düzenli olacak gibi... Elinde bez heryeri siliyor... Ama rastgele değil, toz alır gibi yer siler gibi... Kendinide silmeye bayılıyor... Boynunu, kafasını, ayaklarını... Islak mendil düşmanı olmaya başladı...:)
  • Kendinden büyük çocuklarla dalaşmaya başladı... Dayakta yese eli yüzüde yırtılsa elindekini kesinlikle vermiyor artık...:)
  • Mama sandalyesinin iki kenarına ayaklarını koyup öyle yemek yiyor artık... Ya önündeki ayaklığa dikilip sofradaki herşeye uzanmaya çabalıyor... Yada oturduğu yerde ayağa kalkıp masaya doğru yürümeye...:)
  • Sabahları erken kalkıyor... Hemen bilgisayarın başına gelip aç diyor... Eğer açmazsak ayağını yere tepe tepe ağlıyor...:)

Salı, Kasım 10, 2009

Gooooooool....:)))

Çift kale maç yapıor artık oğluş babasıyla...Topun adı gol şimdilik... annem golü al gel deyince alıp getiriyooz hemen.... Minik toplarıda çook seviyor... Eğer ortalıkta bulamazsa minik toplarını ilk işi eğilip koltukların altına bakmak oluyor... Göremezse babamızı çağırıyoz aç diyoz... Babamız çekyatı onun girip alabileceği şekilde kaldırıyoo... Topu alıp geliyoz...:)))

Ayakkabı denemeleri...:(((

Annecim büyük ayakkabı giyersem çabuk büyür müyüm...? Eğer giymeyi öğrenirsem beni dışarı gönderir misiniz yalnız...? İstediğim zaman kendim gezmeye gidebilir miyiim...? Bak o zaman ağlamam babam giderken... Dışarı sadece camdan bakmam.. Havhavlara da uzaktan bakmam... Hatta iner kovalarım... Nolur anneciim...:(((

Pazartesi, Kasım 09, 2009

Uyku...:)

Direnebildiği kadar uykuya direniyor kuzum... Uyuyunca kaçıracaklarından mı korkar...? 3 günlük dünya uykuyla harcamiim diye mi düşünüür...? Anlayabilmiş değilim...
Sonra en olmadık yerde (bu genellikle mama sandalyesi oluyor) ağzında kaşık sızıp kalıyor...:))
Mamadan da vazgeçmeden...:)))

Pazar, Kasım 08, 2009

Aç olunca...

Sabahları 6 da kalkmayı adet edindi kuzum... Akşam ne kadar geç yatarsa yatsın yinede erkenden kalkıyor... Acıkmış oluyor tabii erkenden yiyor... Bizimle pek kahvaltı etmeyince daha çabuk acıkıyor... Anne yemek yapıncaya kadar da ne bulursa onu götürüyor...:)))
Türkiyede ki çokoprensler gibi birşey... Kutusuyla beraber almış..
Kenarlardan hapur hupur götürmüş...:)))
Babasıda hiç oğluş sen ne yapıyon dememiş.. Eline yüzüne bulaştıra bulaştıra yemiş...:)))
Buda kalan hali....:)))

Cumartesi, Kasım 07, 2009

Çay saatiii...:)))

Kuzucuk emeklemeye başladığından beri rahat rahat çay içemiyor, çekirdek çitleyemiyoruz... Bardakları deviriyor, çekirdekleri ortalığa saçıyor... Ne yapsak durduramıyoruz... O uyumazsa eğer bizim çay saatimize kadar bizde mutfakta çay içip, çekirdek çitliyoruz... Tabii kuzucuğuda mama sandalyesine oturtuyoruz...:)

Yinede çekirdek çitlemeden geri kalmıyor... Bu defa bizim verdiklerimizle idare ediyor...:)
Ciddi ciddi eline alıp tutuyor... Aynı biz gibi...:)
Ağzına koyup çıkarmaya çalışıyor..:)
Bazen hoop atıyor ağzına çiğnemeye çalışıyor...:)
En sonunda uzatıyoor annecim babacım açarmısın bakışı...:)

Pazar, Kasım 01, 2009

Tipsiz uykular....:)))

Uyku düzeni iyice bozuldu... Rayından çıktı gidiyor... Akşam 5 te başlıyor uyumaya 12 de uyanıyor sonra sabah 5 te yine ayakta... 4-5 gündür sabah beş yada altıda ayaktayız... Babasının uyutmuyor, illaki onla oynayacak... Battaniyesini çekiyor, saçını, kulaklarını çekiyor ta ki baba kalkıp onla oynayana kadar... Tabii bu en çok bana yaradı... Yarım saatte olsa azıcık daha uyumanın keyfini çıkarıyorum...:)
Tabii beşte kalkarda bir çocuk ne kadar dayanabilir... 9 olmadan geri düşüyor uykuya...:)

Hem tip tip şekillerde.. Kendi yattı bu şekilde... Hiç bir müdahele yok yanii...:)

Cumartesi, Ekim 31, 2009

Tamirci çırağı...:)))

Diş çıkarma sendromları devam ediyor... Ara ara çıldırıyor, ne yapacağını bilmeden avaz avaz ağlıyor... Herşeye sinirlenir, olur olmaz herşe için ağlar oldu... Korkuyorum bu kötü huyları kalacak...:(
Bugün babasının işleri bitince biraz erken geldii... Bir sevindik bir sevindik kuzumla...:) Babasıda olursa biraz daha sakin atlatıyor ağlama krizlerini...İşi vardı babasının tornavida pense vs aletlerle... En çok kuzucuk sevindi tabiii.... Babası her elinden alışında dünyaı ayağa kaldırdı... Priz değiştiriyolardı... Bu elektiriklidir, tehlikelidir demedi babasının dibine kadar girdi...Onlarla işleri bitince kendi oyuncaklarını tamire geçti kuzum...:) Yorulunca kendine molalar verdi yattı... Annesinin alkışlarına utandı...:) Akşamda bir ağlama krizi tuttu zorla uudu sonunda... Ne olacak bunun sonun merak ediyorum...:(

Perşembe, Ekim 29, 2009

Yeni yaramazlıklar keşfediyoruz...:)))

Yeni oyuncaklar icad ediyor kendine kuzucuk... Yeni yeni yaramazlık yolları buluyor... Eskiden mutfak tezgahının yada masanın ucundan gördüklerini çekip indiriyodu aşağı, şimdi ise elimiz nerdeyse 10 cm kdar giriyo içeri ve görmeyi beklemiyoruz elimizi uzatıp uzatıp aşağı indirecek şeyler var mı diye yokluyoruz... Özellikle bıçak çatal vs şeyler annemizin yüreğini ağzına getiriyor... Zaten çekmecenin en üstüne kadar ulaşıyor ama en üsttekileri alamıyor Herşeyi oraya doldurdum... Neyi nereye koyacağımı şaşırtmış durumda şu an... Tencereleri leğenleri ters çevirip heryere merdiven kurmayı çoktan öğrendi... Mutfakta yüreğim ağzımda iş yaptırır oldu bana...:(((
En son becerisi ise gardolap... Herşeyi indiriyodu aşağı ama çıkmıyodu içine...Artık onuda yapıyor...:)
 Keyifli keyifli anneeee diye çağırmıyo mu bide.... Gel beni gör diye...:)))
Tabii nasılsa anne topluyor... Eğer işim varsa gelenim gidenim olacaksa bu manzaralar çıldırtıyo beniiiiiiiii....... Mutfakta herşey inmiş dolaplarda herşey dökülmüşse hırsımı alamayıp azıcık azıcık indiriyom poposuna...:)))

Çarşamba, Ekim 28, 2009

Koca göbiş...:)))

Soldaki azı dişimizden sonra alttaki ve sağdaki azı dişlerimizde patladı... Çok zor oldu kuzucum için ama Allah'a şükür zor kısmını atlattık sayılır... Geriye herşeye mızırdanmalarımız, bi yere gittiğimizde annemize yapışık gezmelerimiz kaldı... Herkes zayıf durduğunu söylemeye başladı... Tartıda değişen bişey yok gibi ama yanaklarımızın tombikliği kaybolmuş ,kollar ve bacaklar daha ince gibi... Tabii bütün kıyafetlerimizde kısa...:) Sanırım kilo almadan boy atıyo sadece... Bu yüzden daha zayıf duruyo...:(
Kim demiş benim kuzuma zayıf diye... Koca göbişiyle... Olmadı dolururuz işte böyle...:)))
Annemize yedirmeden yemiyoruz bu aralar... Bir annemize bir kendimize... Kurban olur anneside onu yaratana...:)))

Salı, Ekim 27, 2009

Mama sandalyesi bu kadar sevilir mi?...:)))

Dün uyutamamıştım kuzucuğu... Yemek yerken sızdı kaldı...Nice uyuduysa üç buçuk saat... Zaten hasta diyede dokunmadık... Ama gece birde uyudu tekrar... Sabahta 6 da ayaktaydık...Gece kaç kere kalktığımı hesaplamıyorum bile...:(
O kadar masum uyuyodu ki... Yerinden almak bile istemedik...:)

Hatta tabağı çanağı bile toplamadık... Çay demlemedik hayli zaman kuzum rahatsız olur diye...:)
Hasta zamanında yemek yedirirken... Sakin sakin nazlana nazlana... Kıyamıyor insan hiç...:(

Yeni oyuncaklar...:)))

 Bowling oynamaya gittiğimizde almıştık bu oyuncakları aslında... Ama yüklemek için ancak vaktim oldu... Gün boyu uyutamadığım kuzucum şimdi mutfakta mama sandalyesinde uyuyor...:( Yemek yerken sızdı kaldı... Fırsattan istifade bende yüklüyorum..
Artık oyuncakların özelliklerini değiştirmek gerekiyor kuzucum için... Bol gürültü çıkaran oyuncaklardan motor hareketlerini güçlendirebileceği, zekasını geliştirebileceği oyuncaklara geçiş yapmak gerek... Aslında araba olsa yetiyor benim kuzuma...:)
Bu tahta çiviler ve çekici yanlışlıkla aldık aslında... Ama en çok bunu sevdi kuzucum... Çivileri taktı çıkardı, taaak taaak çaktı... Kafamıza kafamıza hemde...:)
Birde ingilizce alfabe sayan, şarkı söyleyen, müzik çalan, resimlerin isimlerini söyleyen vs vs özellikli bir araba aldık... Ama onunla daha yeni ilgileniyor... İlk zamanlar ters çevirip üstünde zıplıyodu...:) Rastgele basılınca çok ses çıkarıyodu... Babası kaldırdı bir zaman.. Şimdi tek tek düğmelerine basarak oynuyor..:).
Bende en çok yapbozlar geliştiriyor çocukları... En çokta onlarla oynarken keyif alıyor... Henüz beceremiyor ama ... İlk aldığında çekmiştik bu videoyu... Şimdi daha çok takıyor, çıkarıyor... Ama kesinlikle içiçe bırakmıyor... İllaki ayrı ayrı koyuyor...:)

Pazartesi, Ekim 26, 2009

Ekmeğe doyuramadık biz bu çocuğu:)))

Türkiyede iken dedesinin en büyük keyfiydi fırından ekmeği alıp gelince bütün halinde kuzucuğa vermek... O koca ekmeği kemirişini seyretmek... Geçen babasıda ekmek alıp onun önüne koyunca kuzucuk eski günleri hatırladı galiba... Ama artık akıllanmış... İçini koparıp koparıp yiyooo...:)))

Dişlerle gelen zahmet..(((

Azı dişleri geliyormuş kuzucuğun... İki haftadır süren uykusuzluk, huzursuzluklar... Cuma günü başlayan acıciii ( acıdıı) feryatları... Derken cumartesi günü tevafuken gördüm arkada azı dişi patlamış... Cumadan beri yüksek ateşle uğraşıyoruz... Sirkeli bezlerle gece gündüz ovmak zorunda kaldık... Her bez koyuşumuzda avaz avaz bağırdı kuzum... Arada ılık duşlarda aldırdık... Geçen dişlerimiz çıkarken yüksek ateşten bütün ağzı yara olmuş 3 gün ağlaya ağlaya aç gezmişti kuzucum... Be defa tecrübeli olarak mümkün mertebe yükseltmedik kuzumun ateşini... Sadece boğazlar biraz şişti gibi oldu... Doktor ablamız biraz bağırtarak iğne yaptı kuzuma... Onuda sakin atlattık sayılır...
İki gün nerdeyse baygın gezdi... Arada acıciii acıciii diye bağrmaya mecali olduğu zamanlarda ses çıktı... Olur olmaz heryerde sızıp kalıyodu... Dün akşamda öyle oynarken kucağımda bir baktım sızıp kalmış... Kıyamadık haline...
Ses kısık boğazlarda şiş burun tıkalı olunca biraz gürültülü uyuyor kuzucuk... Rabbimden aciil şifalar diliyorum kuzucuğuma...

Pazar, Ekim 18, 2009

Bowlinge gittik..:)))

Moldova'ya geldi geleli eve kapalı kalmıştık... Dışarı çıksak bile kuzucum arabasından inemiyodu...Hem havalar soğudu hemde yerler ıslak... Burdaki yeni arkadaşımız Berire'lerle bowling oynamaya gittik bizde... Daha doğrusu babaları acıdı kuzucukları götürdü... Hem yerlerin halıflex kaplı olması hemde kapalı alan olması hasebiyle sıcak olması çocukların keyiflerince oynamalarını sağladı... Teşekkür ettik babalarımıza...:)))
Alışveriş merkezinin merdiven korkulukları hoşumuza gitti... Önce orda oynadık...:))
Tırmanmayı denedik... Bizde anladıkki bir kaç ay sonra indiremeyeceğiz onu böyle yerlerden...:)
Bizimki gider gitmez önce Berire'nin topitopunu kaptı... Sonrada boş gazoz şişelerini test etti...

Bowlinteydik...






Güzel bakışlar...

Bazen başka bakar ya gözler.. Öyle bir an olur... Derinden gelir sanki... Anlayıpta dünyanın derdini düşünüyomuş gibi... Küçücük boyuna, minicik yaşına rağmen... Öyle bir bakış işte kuzumdan...

Cuma, Ekim 16, 2009

donsuz..:)))

Kuzumun bezini değiştirirken iyide yenisini takmaya gelince bozuşuyoz... Bulduğu ilk fırsatta kaçıyo... Yakalayabilene aşkolsun... Anneside olurda bi yere çiş yaparsa diye bir panik...))
Tartıya çıkmış hemen... Çok kiloluya... arada bir kontrol etmek gerek tabiii... O kokladıklarıda az sonra babasının atacak olduğu kendi bezleriii... Kendi kokusu olunca hoşuna gitti galiba...)))

Çarşamba, Ekim 14, 2009

Chadyr-Lunga'ya gittik...:)))

Moldova'da Gagavuz Türklerinin yaşadığı özerk bir bölge var... Kendi dillerini kullanabiliyorlar... Dün tatildi... Kishinev'in kurtuluş günü imiş... Bizde tatili değerlendirip birkaç aile o taraflara doğru gittik... Hava çok soğuktu kapı dışarı çıkamadık ama ordaki arkadaşlarla tanıştık muhabbet ettik... Sagolsunlar çok iyi misafir ettiler bizi...
Hava soğuk olunca hiç dışarı çıkamadık tabii... Foto da çekemedik doğru düzgün... Bunları gelirken yolüstünde çektik... Oğluş babasının verdiği çukulatayı (türk çukulatası) elinden düşürmedi... Yiyemedi ama yinede olsun...:)
Arabada unutmuşuz çünkü... Yollar boş olunca rahat rahat tur attı bizimki ortalıklarda...:)
Ekin tarlalarının ortasından gökyüzüne kaldırdı babası... Sanki elini uzatsan tutabilecekmişsin gibiydi bulutlar...
Kapuska gibi sarınca pek görünmedi aralardan ama olsun... Keyifli bir yolculuk ve keyifli saatler geçirdik Çadır da...

Salı, Ekim 06, 2009

Havuz...

Kuzum artık herşeye el atıyor... Malum yeni evimize taşındık... Bir sürü tamiratı var, yerleşecek, yerleri değişecek eşyası var... 4 yıllık evliliğimizde bu 3. evimiz... Ama ilk defa bu kadar keyifle hallettik her işimizi... Biraz uzun sürdü kuzum herşeye yardım etmek isteyince ama bir o kadar da eğlendik hep beraber...:) Vitrin taşıdık kuzum kenarından itti... :)Televizyonun yerini değiştirdik kuzum altından tuttu taşıdı...:) Çivileri çakarken çekici o vurdu... Tornavidaları taşıdı evin dört köşesine ki babası arayınca bulamasın...:)
En son marifeti kendi havuzunu kendi şişirmeye çalışmasıydı... Herhalde iki saatten fazla uğraştılar aba oğul...:)
Ama kuzumun hakkını vermek lazım... Çabuk öğreniyor...:)

Pazartesi, Ekim 05, 2009

Pazar gezmesi...)))

Çocuklu aileler bilirler... Onlarla pazara markete gitmek eziyet olur bazen... Biri olsa da bıraksakta rahat rahat gezsek derler... Böyle zamanlarda bir kez daha iç geçiriyoruz... Ah olsaydı annennemiz bırakır giderdik şimdi..:(
 Kuzucuğun arabası işe yarıyor ama... Kışın çok birşey olmuyormuş buralarda... Bizde kış hazırlığı yapıyoruz... Turşular yapıyor domatesler kaynatıyoruz... Kuzucukla pazar gezmek zor olsada kendi yükünü kendi taşıyınca keyiflide oluyor bazen...:)
Kendi bezini kendi taşıyor...:) Arkasında da 10 kilo domates biber vs vs...
Elinde mısır vermişsek tamam... Yol boyu kemirdi... Başka zaman olsa oturtamazdık o kadar yolda... Ama mısırın hatırına ne sırtındaki yüklere ses çıkardı kuzum... Nede arabada oturmaya itiraz etti... :)

Pazartesi, Eylül 28, 2009

Sarı ördek ve yavruları...:)))

Sürekli gezmenin ülke değiştirmenin güzel yanları kadar dezavantajlarıda var... Yeni yerler yeni insanlar tanımak güzel ama.. Küçük çocuğunuz varsa hep birşeyler yarım kalıyor...:( Oyuncaklarımızın çoğunu Pakistanda bırakmak zorunda kadık... Bir çocuk için anı olabilecek çok şeyide... Ya da almaktan vazgeçtik yaşına göre alınması gereken çok şeyi... Bisikletli yürüteçten vazgeçtik bu yüzden... Çocukların zeka gelişimleri ile ilgili ahşap oyuncaklardan da... Türkiyeden hepsini getiremeyiz diye düşündük... Şimdi burda bulamıyoruz...:(
Bu sarı ördek ve yavrularını görünce almadan geçemedik... Hiç banyo oyuncağı olmamıştı kuzumun...
Başka şeyler veriyorduk eline normalde... Onlarlada oynuyodu ama bu yüzen ördekleri pek sevdik...:)
Yavruları daha çok...:)
Sanki biliyor gibi... Onlarda kendisi gibi yavrucuk...:)
Bir adıda benim kuzumun "happy duck" tı zaten...:))))

Kış geliyor...

Burada havalar serinledi hayli... Öğle sonrası çıkacak olursak kışlık giymek gerekebiliyor... Biz kış gelmeden dışarının tadını çıkaralım diyoruz ama sanki küçük bir kış var zaten...:) Dün babamız biraz erken gelince pazara kadar yürüyelim bazı eksiklerimizi alalım dedik... Yol üstündeki her markete uğrayınca pazara varamadan paramız bitti bizde yarı yoldan geri döndük...:)))
 Kalın kışlık giymeyi sevmesede kuzucuk mevzu dışarı çıkmak olunca herşeye tamam... Hemde keyifle...:)))

Azıcık sıkıldığımız zamanlar oldu tabii yine de... O kadar zaman arabada oturdu... Her köpeğin peşinden koşmak istedi ama izin vermedik.. Kuşları kovalamak istedi ama izin vermedik...:)))

Ama yinede ağlamadan dayandı kuzucuk... Bizde onu ödüllendirdik... Çok sevdiği haşlanmış süt mısır aldık kuzuma... Keyifle kemirdi...:)))

Eve dönerken aynı sahne... Hüzünlüyüz yine...