Perşembe, Mart 24, 2011

Gel bana çukulata sevgilim...:)


Bir yaşına kadar çocukların şeker ve tuz tatmamaları gerekiyomuş... Ama heryer çukulata, şekerleme doluyken helede dolapları şekerlemelerle dolu bi komşunuz varsa bu imkansız...:)
Komşumuz Kübra ablası vermiş eline koca bir çukulata... Nasıl yemiş nasıl yemiş... Bir geldiki neresinden tutsakta temizlesek şaşırdık babasıyla...:)
Kuzularım anneleri gibi düşkün olacaklar çukulataya... Şimdilik kontrollü yiyolar ama ilerde ne olur bilinmez tabiii:)

Pazar, Mart 13, 2011

Kikirdeklerim:)


Beraber yaşamaya alıştı sayılırlar kuzularım.. Hani Ekrem de yürüse koşa koşa oynayacaklar inş... Tabii herşey her zaman sütliman değil.. Daha şimdiden oyuncak kavgalarımız başladı diyebilirim... Ekrem eline ne alsa Hulusi onu istiyor..Hulusinin elinde ne olsa Ekrem almaya çabalıyor... Veriyoruz bu sefer öbürü.. Onu veriyoruz yetmiyo diğerinide alacak... Bir kısır döngü yani... Herşeyi Hulusi'nin elinden alıp Ekrem'e vermek istemiyoruz.. Yada Ekrem'in elinden zorla alıp Hulusiye vermek istemiyoruz... Genellikle eğer Hulusi'ye dokunmazsak taş çatlasın 3 dakika sonra kardeşinin ağlamasına kıyamayıp veriyo elindekini... Bu sene çok problem değil ama seneye muhtemelen Ekrem bu mantığı anlamamış olacak... O zaman nasıl halleriz bilmiyorum...:)
Küçük kuzumun en büyük keyfi hala... Abisi ne yaparsa yapsın.. Yeterki kardeşinin gözlerine bakarak yapsın... İkiside kıkır kıkır oluyoo... Böyle zamanlarda seyretmeye doyamıyorum onları....:)

Cuma, Mart 11, 2011

Hastalik sırası...:(



Daha abimiz atlatamadan küçük kuzu düştü pençesine aynı hastalığın... Ateşlendi, boğazlar şişti ve artı olarak sesi kısıldı... Ağlaması, mızırdanması sessiz sessiz gerçekleşti bu yüzden...
 Hiç istemediğim halde ilaç kullanmak zorunda kaldık kuzuma... Küçük kuzuda tepki koydu ilaca hemen... Abisi gibi kapatıyo ağzını sıkı sıkı...:(

Çocuklarda hastalanınca en korktuğum iştahsız kalmaları... Zaten çok halsiz oluyolar bide yemezlerse iyice perişan oluyolar... Yanaklar hemen söndü kuzularda... Al al değilde sarı sarılar artık... Bunada şükür diyorum.. Rabbim dermansız dert vermesin...

Pazartesi, Mart 07, 2011

40 derece ateş...

 Nerdeyse bir haftadır hasta kuzum... Boğazları şişmiş... Yüksek ateşi vardı nerdeyse her gece... Ne yaptıksa 38 den aşağı düşmedi ateşi...

Doktora götürdük ... Zaten alerjisi var doktorlara... Avaz avaz, zorla açtırdık ağzını, zorla bakabildi doktor... Kulaklarına, burunlarına da baktı... Kreşe göndermeyi düşündüğümüz için başka doktorlarında görmesi için randevu almıştık... Kuzumun hastalanacağı güne denk geldi hepsi... Saatlerce ağladı... "Anne eve gidiyook anne eve gidiyook..."
Eve gelipte uykuya dalınca çok etkisinde kalmış olmalı ki elleri titreye titreye sayıklıyodu... "Bana dokunma... Yapmaaa... İstemiyoooom...."
Neredeyse her gece sayıkladı böyle... "Anne yapmaaaa... Baba gitmeee... Kızmaa...
Acıyoooo...."
Akşamları erkenden düştü uykuya... Bittisiz (biberon) yatmayan kuzum unuttu herşeyii... Uyumadığında halsiz halsiz sızıp kalıyodu bi köşede... İlaç içirmek ayrı bi zulüm oldu kuzuma... Zaten kendine gücü yoktu kalanınıda biz kullandık ilaç içirebilmek için... Şimdi es kaza adı geçse ilacın hemen gözler sulanıyo ağlamaklı ağlamaklı 'anne ilaç istemiyoooom" diyo... Gece tuvalete kalktığında uyur uyanık sayıkladığı şeyde bu "ilaç verme anne"... Her öksürik krizinden sonra "anne ben hasta olmuyooom bana ilaç verme".... Gözyaşları zaten hazırlar dökülüveriyorlar hemen kenardan... Beraber ağladık çoğu zaman ilaç içirdikten sonra.. Kıyamadım kuzumun haline... Dünden beri şükür ateşimiz yok... Bugünde ilk defa kendi çorba istedi içti bi kase... Düzeliyoruz İnşallah... Allahım sen daha büyük acılarını gösterme... Bu kadarına bile dayanamazken ben daha nice devasız hastalıkla uğraşanları düşünüyorum... Yüreği yanan anneleri... Allahım sen şifa ver hepsine... Ne anneleri ne çocukları gözüyaşlı boynu bükük bırakma...:(