Salı, Ekim 18, 2011

Ben bi baba oliim yaaa:))


Gezi yazılarına biraz ara.... Haftasonu misafirlerimiz vardı... Biraz fazla ev gezmesi yaptık... Kuzu Kutan abisinin oyuncaklarına fazla dalınca tuvalete yetişemedik... Ben ona kızmaya çalışırken o bana "ama anne bu teyze bana gömlek verecek" derdindeydi...Kutan abisinin babasıyla okula gittiler.. Ordan Said amcasıyla maç için büyük abilerini almaya gitmişler.. Bu arada babası bizi eve bırakmaya gidince Ayhan abisiyle ablasına gitmişler... Bu karışık süreçte kuzunun eve gelmesi akşamı buldu...


Yemekler pişirmişler ablasıyla... Büşra ile oynamışlar...Hiç eve gelesi yoktu kuzumun...:)


Ordan Leylalara geçmişler.. Artık dayanamamış... Ben eve gidecem diye başlamış ağlamaya...


Cumartesi, Ekim 15, 2011

Saklıkent (Fethiye)


Fethiyede ki Saklıkent dünyada sayılı kanyonlardan biriymiş...


Kuzularla beraber gittik... Hulusim dayısının arka arkaya çektiği bebek arabasından düştü... Bu fotodan 3 dakika önce... Keyifsiz biraz....

Saklıkent kayadan oluşmuş sırtsırta vermiş iki dağın oluşturduğu 15 km lik bir kanyon...


Bu iki dağın arasından nehirler akıyor...


Normalde kanyona izin vermiyorlar... Yada rehber bulmak gerek...

İnsanlar bellerine kadar gelen suya girmeyi göze alıp ilerliyorlar...


Heryerden su fışkırıyor nerdeyse... Buz gibi, berrak, duru...


Biz hem hazırlıksız olduğumuz için hemde kuzularla su içindeki bu yolculuğa cesaret edemedik...


Dayımız gitti bu fotoları çekti... Bizde nehir kenarında çay içtik gözleme yedik... Kuzularıda buz gibi suların üstündeki hamaklara yatırdık...

Cumartesi, Ekim 08, 2011

Ölüdeniz (fethiye....)


Fethiye'ye gidipte Ölüdeniz'e gitmemek olmaz tabii.... Eğer çocukları denize sokmaksa niyet en güzel plaj ölüdenizde....


Tabii çocuğunda denize girmeye hevesli olması lazım....:)


Sakin duru içinden balıkları kovaladılar kuzular...


Kalabalık olması dezavantaj tabiii.... Sabah namazında dökülüyo millet neredeyse....


Bizde kahvaltıyı orda yaptık...Dayımız daha kuytu sakin yerlere gidebilelim diye yunus tuttu...


Küçük kuzu uyuyodu mecbur babası onu bekledi.... Abimizse yunustan azcık bile inmedi aşağı....


Öyle kenardan köşeden artist artist bağırdı bize...


Ağzında sakızıyla ayaklarını salladı suya...


Şişirdi şişirdi patlattı sakızı...


Denize gelmemişizde yunusta oturmaya gelmişiz sanki...:)


Biz azcık uzaklara açılınca bile korkmadı...

Yunusu bekledi .... Belki biri götürür felan ... Sahip çıkmak lazım...:)

Plaj uykusu:)


Fethiyede bir akşam... Deniz kenarında yenilen akşam yemeği yanına babamızın ayran diye aldığı sütler... Gezmekten, denizden yorulan kuzular... Sızıp kalıyolar deniz kenarında....


Çarşamba, Ekim 05, 2011

Yakapark (fethiye)...


Bu yaz yaptığımız gezinin en ilginç duraklarından biriydi Yakapark... Yusuf amcamızın köyüne yakındı...Ortaca'dan sonra Fethiye'ye geçmiştik... Burada Pakistan'dan yakın komşularimiz olan Esad'la Murad'ın dedesi Veli amcada vardı...


Yakapark dağdan taştan ağaçtan budaktan neredeyse heryerden buz gibi suların aktığı bir yer...


Servis yapılan masanın içindende su geçiyor...İçinde balıklar yüzüyor... Biraz sallana sallana aheste aheste...


Turizm mekanı olunca içkisiz olmuyor hiç bir yer... Bu balıklarda nasibini almışlar...

                                           Hem su çok soğuk, hem hiç kimseden kaçmıyolar...


O kadar sakinler ki hiç bir hayvana dokunmayan kuzu bile eline alıyor çekinmeden..:)


Bu fotodan 3 saniye sonra kuzu buz gibi suların içine dalmıştı balıklama... Küçük kayacıklardan birbirine atlamaya çalışıken suların içinde bulmuştu kendini... Suyun soğukluğunu anlatmak için söylüyorum su havuzuna beş dakika dayanabilene içecek 15 dakika dayanabilene hem içecek hem yemek bedava... Tabii bizim kuzu 3 saniye dayanabildi...:)


Yavru kuzu dayısında gezdi yine... Oda hiç çekinmedi soğuk sulardan...


abisinin suya yuvarlandığı tepecikler...:)


İçinden su akan ağaçlar..




Ve hamak keyifleri... Sıcak havada altından soğuk sular akan hamaklar...:)


Üstü çıplak ıslanmıştı çünkü...:)


Yavru kuzu ise uykulu ve sakin...

Caretta carettalar...


 İztuzu plajı caretta carettaların yumurtladıkları nadir yerlerden biri... Bir caretta caretta yumurtadan çıktıktan tam 25 sene sonra yumurtadan çıktığı yere geri gelip yumurtalarını bırakıyor... Nesilleri tükenme tehlikesi yaşayan bu dev kaplumbağalar yumurtalarını bıraktıkları plajların insanlar tarafından işgal edilmesi yüzünden tehlike altındalar....
Burada galiba dünyadada tek olan caretta caretta hastanesi var.... Bu hayvancağızların tek düşmanları plaj işgalcileri değil... Tekneler, oltalar, en çokta etini lezzetli bulan insanlar tabii...
Kuzuların o kadar ilgisini çektiki bu dev kaplumbağalar, yavru kuzu ağzı açık izledi onları...
Büyük kuzu hayvanlara hasta zaten... Tamda ona göreydi... Uzaktan uzaktan...
Bu carettanın sırtını tekne pervanesi delmiş, gözünü ise misina kör etmiş... İnsanoğlunun mahvetmediği hiç bir şey yok diye düşünüyor insan ister istemez....

Dalyan, İztuzu plajı...


 Gezi yazılarına devam... 24 günde gezdik ama 2 aydır yaz yaz bitiremedik... Ortacaya yakın olan Dalyan a uğradık... Dalyanda bize ilginç gelen kayalara oyulmuş mezarlıklardı aslında... Ama doğru düzgün foto çekmemişiz... Heryer turizm avcılarının eline düşmüş aslında... Pekte gezinesimiz kalmadı ortalıkta... Çok fazla oyalanmayıp İztuzuna doğru yola çıktık...

Muğla güzel memleket... Bu dinlendiğimiz yerde teyzeler tepelerde kekik toplayıp aşağı doğru yuvarlıyolardı... Hazır ayağımıza kadar gelmişken alsak mı bi çuval tazecik kekik diye düşündük... Tabii emeğe saygı vazgeçtik...

İztuzu plajı Caretta caretta kamlumbağalarından dolayı hali ünlü bi yer... İncecik kumu uzun sahilleriyle hayli cazip... Çoluk çocuk gelmek için ideal yani...

Abimiz yine ayaklarını sokmaktan ileri gidemedi... Gündüz vakti gitmiştik ki hayli sıcaktı... Kesinlikle kuru kumlara basmadı... Hep kucakta taşıdık...

O bol bol yüzen babasına dayısına amcalarına laf yetiştirdi...

Küçük kuzu ise bodoslama daldı heryere... Allahtan yürüyemiyodu daha o zaman..

Yoksa kesinlikle tutamazdık yavru kuzuyu sahillerde...